Mario Kart World ile Nintendo Switch 2’de Yarış Heyecanı Başlıyor!
Mario Kart dünya turu, tanıdık alanları genişleterek heyecan verici bir deneyim sunuyor.

En başarılı yarış oyunu nasıl takip edilir? Wii U ve Switch versiyonlarıyla birlikte Mario Kart 8, 75 milyondan fazla kopya sattı ve on yılı aşkın süredir sürekli olarak zirve performansı sergiliyor. Nintendo, uzun zamandır beklenen devam oyunu Mario Kart World ile Nintendo Switch 2’ye hızlı bir başlangıç yapmayı umuyor, ancak bu oyun, büyük bir mirası devralmak zorunda.
Mario Kart World, Mario Kart 8’in devasa başarısını yakalayabilir mi? Geçtiğimiz günlerde Switch 2 tanıtım etkinliğinde Mario Kart World ile oynama fırsatı buldum ve erken izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum…
Mario Kart World’ün İlk İzlenimleri
Switch 2 tanıtım etkinliğinde, gazeteciler önce Mario Kart World’ün geleneksel Grand Prix yarışlarına katılma fırsatı buldu, ardından yeni Knockout Modunu deneme şansı elde etti. Bu modda, oyuncular altı birbirine bağlı pistte yarışarak son kalan kişi olmaya çalışıyor. Birkaç Grand Prix Kupası oynadıktan sonra tepkim başlangıçta biraz mutedil oldu. Bunun sebebi, Nintendo’nun bu tanıtım Grand Prix yarışlarını 50cc olarak ayarlamış olmasıydı, bu nedenle oldukça yavaş hissettirdi. Ayrıca, aksiyon da oldukça tanıdık geldi.
Mario Kart 8’in anti-gravitasyon özelliği, kartların yükseltilmiş yüzeylerde yarışmasına olanak tanıyor ve bu özellik Mario Kart World’de de yer almakta, ancak daha az sık kullanılıyor gibi görünüyor. Anti-gravitasyon mekanizmasının ötesinde, Mario Kart World, kontroller, pist tasarımı ve diğer yarışçılarla etkileşim açısından MK8’e oldukça benziyor. Bu kötü bir şey değil, sonuçta Mario Kart 8 harika bir oyun, ancak MK World’den beklediğim “yenilik” hissi, oyunun ilk dakikalarında gelmedi.
Yeni Oyun Mekanikleri ve Modlar
Mario Kart World, bazı temel oyun farklılıkları sunuyor. Yarışçı sayısı 24’e çıkarılmış, bu da aksiyonu çok fazla değiştirmiyor, ancak bazen daha önce görülmemiş bir yoğunluk yaşanabiliyor. Bu, daha önce hiç olmadığı kadar fazla nesne alacağınız anlamına geliyor; bu durum kişisel Mario Kart zevklerinize göre hoş karşılanmayabilir (ben nesnelerin eğlencenin yarısı olduğunu düşünüyorum). Bu konuda, yeni Gold Shell gibi bazı ilginç nesneler bulunuyor. Bu nesne, arkanızda bir madeni para izi bırakıyor. Ayrıca, karakterinizin kostümünü değiştiren yiyecek nesneleri gibi bazı tuhaf eklemeler de var.
Artık oyuncular rayların üzerinde kayma ve duvar zıplama yeteneklerine de sahip, ancak bu becerileri kullanmak için çok fazla fırsat bulamadım. En dikkat çekici değişikliklerden biri, kartların suda derinlere dalmak yerine yüzeyde süzülmesi oldu. Bu, Nintendo’nun Mario Kart World’e Wave Race tadı katmış olabileceğini düşündürüyor.
Yeni Grand Prix Yapısı ve Pist Tasarımı
Grand Prix Kupalarının ilerleyiş şekli de değişti. Artık standart üç turdan oluşan bir yarışla başlıyor, ardından diğer üç yarışa geçiyor ve “arayı geçiş” geçiş pistleriyle sonraki ana pisti tek tur olarak tamamlıyorsunuz. Bu, başlangıçta biraz kafa karıştırıcı olabilir, ama yakında alışacaksınız. Bu yeni yaklaşım, çok daha geniş bir Gran Prix düzeni sunabilir. Nintendo henüz böyle bir mod hakkında bir şey açıklamamış olsa da, oyunculara kendi Grand Prix Kupalarını planlama seçeneği sunan bir mod hayal edebiliyorum.
Mario Kart World’ün pist tasarımı, eski ve yeninin karışımı, SNES’in Koopa Troopa Beach’i ve N64’ün Choco Mountain’i gibi klasikler, yeni yaratımlar olan Mario Bros. Circuit ve Faraway Oasis ile bir araya geliyor. Eski pistlerin çoğu, oyunun yeni bağlı dünyasına uyacak şekilde önemli değişiklikler geçirmiş. Ancak bu, bazen bir bıçak gibi iki ucu keskin bir durum oluşturuyor. Birçok pist arasında bir tutarlılık var, bu da bazı pistlerin birbirine karışmasına neden olmuş.
Mario Kart World görsel olarak oldukça hoş görünüyor. Karakterlerin yeni bir canlılık ve kişilik kazanmış olması dikkat çekici. Ancak, oyunun Mario Kart 8’den çok daha iyi göründüğünü söylemek zordur (o oyun hala on yıl sonra harika görünüyor). Ekranda iki kat fazla kaos olsa da, oyun 60fps’lik akıcılığı korudu ve tam sürümde 120fps modu da olacağı belirtiliyor.
Bu noktada, Mario Kart World ile eğlenceli vakit geçirdiğim izlenimini edindim, ancak deneyimimden tamamen etkilenmediğimi söyleyebilirim. Grand Prix’i tamamladıktan sonra durum böyleydi. Neyse ki, Knockout Modu’nda birkaç tur oynadıktan sonra, Nintendo’nun Mario Kart World ile neyi amaçladığını daha net görmeye başladım ve oyun hakkındaki hislerim önemli ölçüde iyileşti.
Knockout Modu ve Free Roam Deneyimi
Knockout Modu, oyuncuların altı birbirine bağlı pistte yarıştığı ve her finish çizgisini geçtiğinizde son dört yarışçının elendiği Mario Kart Battle Royale gibidir. Hedef, son dört kalan arasında yer alıp o final yarışını kazanmaktır. Knockout demosu 100cc’de oynandı ve 24 diğer insan oyuncuyla yarışırken, yarışı kazanmak için pozisyonunuzun öneminin her zaman hissedilmesi, geçmişteki Mario Kart oyunlarında nadir görülen bir yoğunluk sağladı. Tek tur yarışlardan bir diğerine geçişin akıcılığı, dünyanın bağlantılılığını ön plana çıkardı.
Diğer oyuncuların Knockout Modu’na bağlanmasını beklerken Free Roam modunu deneme fırsatım oldu. Bu, Nintendo’nun Mario Kart World’ün haritasıyla başardıklarını daha iyi takdir etmemi sağladı. Başladığınız pistin her köşesini keşfedebilseniz de, devam ederseniz bir pistten diğerine ve bir biyomdan diğerine sorunsuz geçiş yapıyorsunuz. Bir Free Roam seansında, buzlu tundradan başlayıp, bir orman alanına geçiş yaptım ve sonunda Bowser’ın volkanik bölgesine ulaştım. Sürüş sırasında yapılacak çok fazla şey yoktu, ancak umarım Nintendo daha fazla Free Roam aktivitesi açıklar. Her şeyin nasıl bir araya geldiği gerçekten etkileyici.
Knockout Modu ve Free Roam, Mario Kart 8’de bulamayacağınız deneyimler. Bu yeni özellikler, Mario Kart World’ün 80 dolarlık fiyatını haklı çıkaracak kadar ilham verici mi? Bunu zaman gösterecek, ancak Nintendo’nun yeni asfalt eğlence parkında neler yapabileceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Mario Kart World Hakkındaki Güncel Düşünceler
Mario Kart World, Mario Kart 8’in parlak bir yeni modeli gibi hissediliyor. Bu, önceki oyundan daha fazlasını arayanlar için harika bir seçenek, ancak oyunun bazen biraz tanıdık hissettirdiği de inkâr edilemez. Yine de, Mario Kart World’ün bağlı haritası etkileyici bir yaratım ve daha fazla oynamaya ihtiyacım olsa da, Nintendo’nun yeni yarış dünyasını nasıl kullanabileceği ve belki de genişletebileceği konusunda birçok potansiyel yol hayal edebiliyorum. Nintendo, önümüzdeki on yıl boyunca destekleyeceği bir yarış platformu sunmaya hazırlanıyor ve bu yolun bizi nereye götüreceğini görmek beni heyecanlandırıyor.
Mario Kart World, 5 Haziran’da Nintendo Switch 2 ile birlikte piyasaya sürülüyor. Oyunun çıkışı yaklaşırken daha fazla Wccftech kapsamını bekleyin.